Seçim sonuçlarının öncelikle ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye’nin bazı noktalarında çok acı ve üzücü olaylar yaşandı. Ne mutlu ki, Kocaeli’de bu tür olumsuzluklar olmadı. Kimseye bir daha yaşatmasın.

Kocaeli’de seçim sonuçları üzerine söylenecek çok şey var. Ama genel bir değerlendirme yapmak gerekirse;

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi en başından beri tek kale oynanıyordu. AK Parti’nin belki de tek doğru yaptığı iş, İbrahim Karaosmanoğlu’na tamam deyip, Doç.Dr.Tahir Büyükakın’ı yerine aday göstermesiydi. 

Farklı bir tercih olsa, belki de bugün yalnızca Büyükşehir’de değil, bazı ilçelerde de durum farklı olabilirdi.

CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay, seçim kampanyası döneminde İYİ Partili Serdar Kaman’ın aday olarak hafif kaldığını ima etmişti. 

Bana göre muhalefet en iyi adayını da çıkarsa Tahir Büyükakın’ın mütevaziliği ve samimiyeti karşısında ipi göğüslemesi yine çok zor olurdu.

AK Parti, Kocaeli’de Büyükşehir dahil 12 belediyeyi kazandı, İzmit’i kaybetti.

İzmit ne kadar önemli, sonuçlar açıklanır açıklanmaz AK Parti ile CHP’de yaşanan sevinç ve hüzün fotoğraflarına bakarak anlamak mümkün.

AK Parti, 12 belediyeyi kazanmış olsa da, İzmit’i kaybetmenin hüznüyle sevinemedi. CHP ise sanki her yeri kazanmış kadar mutlu oldu.

Hürriyet neden kazandı, Sibel Gönül neden kaybetti çook uzun analizler yapacağız. 

İlk başta söylenecek şeyler; Fatma Kaplan Hürriyet 2015’te milletvekili seçildiği günden bu yana uzuna bir süreci müthiş başarılı yönetti. 

Önce partisi içinde kendini kabul ettirdi. Belki baştan beri O’nun bu yükselişinin önüne geçmek için uğraşanlar vardı. Ama bu kavgayı dışarı hiç yansıtmadan, sonunda onlara da bükemedikleri bileğini öptürdü. 

Sahadan, halkın arasından hiç kopmadı. Son gün verdiği mesajda, “Elinizi vicdanınıza koyarak oy verin” demişti. Gerçekten de Hürriyet’e oy vermese vicdanı sızlayacak partili, partisiz birçok seçmen vardı. 

Hürriyet, CHP’ye yenilikler de getirdi. Yalnızca CHP’ye değil, İzmit’te de farklı bir seçim kampanyası yürüttü. 

Seçim günü partililerin keçeden yapılmış çınar yaprağı rozeti takarak sandık kurullarında beklemesi bile farklılıktı. Rozeti takan kendini önemli hissetti, görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştı.

Sibel Gönül’ün neden kaybettiğine gelirsek. Bunun için de sayacağımız birçok neden var. Aslında son bir hafta-on günde gördük ki, aslında Sibel Hanım da belediye başkanlığını gayet başarılı şekilde yapabilecek donanıma sahipti. Biraz saha zamanı olsa, seçimi de kazanabilirdi.

Ama Sibel Gönül yarışa çok geç başladı. AK Parti’nin İzmit’te zaten bir potansiyeli vardı. Hürriyet gibi halkla iç içe olan bir rakip karşısında kazanmak için bu potansiyeli arkasına alıp, üzerine koyması gerekirdi. 

Sibel Gönül, adaylığı açıklandıktan sonra bütün zamanını fazladan oy almaya değil, kendini tanıtmak için harcadı. Çünkü başta teşkilat olmak üzere, siyasete ara verdiği uzun dönemde İzmit kendisini unutmuştu. Kendini tanıtıma harcadığı zamanda mevcut potansiyeli de toparlayamadı. Çok iyi niyetliydi. Çevresinden çabuk etkilendi. Belki de Cumhurbaşkanı sevgisinin yeteceğini düşündü. 

Sibel Gönül, “Kadına karşı kadın aday” formülünün ürünüydü. Ama yanlış adaydı. Unutulmuş adaydı. Fatura ağır oldu.

AK Parti İzmit’i yeniden geri alabilir mi, zaman gösterecek. Bana göre şansı düşük değil. Önce bu sonuçta adayın yanlış tercih olduğunu kabul edip, taşlarla fazla oynamadan yol alması gerekir. 

Ayrıca yeniden geriden gelerek seçim yarışına girmek AK Parti’ye de iyi gelebilir. 

AK Parti’nin İzmit’i yeniden alabilmesi için bugünkü görüntüsüyle en az onbin oyluk farkı kapaması gerekiyor. 

AK Parti’nin İzmit’te meclis üyeliği seçimlerini de iyi analiz etmesi gerekir. Aslında AK Parti’nin mecliste önde olması, bu listenin en iyi, doğru liste olduğunu göstermez. Adına Sibel Gönül’e yanlış aday tepkisi veya Fatma Kaplan Hürriyet’e vicdan borcu diyebileceğimiz nedenler başkanlık yarışını etkiledi. Ama kaçan oylar, AK Partiye aidiyetini mecliste göstermiş. 

Bu açıdan AK Parti’nin doğru yol haritasıyla gönlü kırık ya da Hürriyet’e emanet giden oyları geri alması önümüzdeki süreçte mümkün olabilir.

Hürriyet, Büyükşehir ve kendi meclisinde muhalefet olarak belediye başkanlığı yapacak. Bu açıdan işinin de zor olacağını düşünüyorum. 

Diğer ilçeler içinde sürprize çok yaklaşan yerler vardı.

Özellikle Derince’de Zeki Aygün’ün Sertif Gökçe karşısında bu kadar zorlanması, seçimi 2 bini geçmeyen bir oyla ancak kazanması aslında kendisine çok ciddi bir mesajdır.

Başiskele’de Yasin Özlü’nün, Karamürsel’de İsmail Yıldırım’ın Darıca’da Muzaffer Bıyık’ın kazanmış olsa da yine sonuçlardan alacağı dersler vardır.

Kartepe’de AK Parti çok büyük bir hata yapmazsa, kimi koyarsa koysun seçileceği bir kez daha belli olmuştur.

Gebze’nin AK Parti’nin kalesi olduğu, bağımsız aday Serap Çakır rüzgarının da kayadan ancak toz aldığı anlaşılmıştır.

Kocaeli’nin en batısındaki Çayırova ile en doğusundaki Kandıra’yı AK Parti’nin elinden kolay kolay kimsenin alamayacağı adeta tescillenmiştir.

Gölcük’te millyetçilik yaparak bir yere varılamayacağı yeniden görülmüştür.

AK Parti’nin en iyi teşkilat yapısını Körfez’de kurduğu ve bozulmadan yola devam ettiği bir kez daha anlaşılmıştır.

AK Parti, seçim döneminin sonlarında iki yere çok asıldı: İzmit ile Dilovası. 

İzmit’te istediğini alamadı, belki de bu çaba yalnızca farkın daha da açılmasını önledi. Ama Dilovası’na yapılan özel çalışmaların işe yaradığı görüldü.

AK Parti, Dilovası’nda yaptığı bire bir markajın karşılığını almıştır ama işi gevşek bırakırsa burada yine zorlanacağı bir gerçektir.

Kocaeli’de 13-0 olmadı ama bana göre 12,5-0,5 sonuç çıktı.

En büyük mutluluk bana göre Kocaelispor’a karşı sempatiyle yaklaşan, büyüklüğünü kabul eden adayların bu dönemde seçilmesidir.

Hayırlı, uğurlu olsun.