İzmit’in sorunlarını tartışmayı, İstanbul seçimlerini konuşmaktan daha önemli buluyorum.
Bu şehrin siyasileri, bürokratları, iş insanları, sporcusu, esnafı, kadını, erkeği, genci, yaşlısı, gazetecisi, kısacası herkesin bu şehrin sorunları üzerine biraz kafa yorması ve yeri geldiğinde bu konular üzerinde görüş bildirmesini çok faydalı buluyorum.
Bu açıdan, AK Parti Milletvekili Sn.Fikri Işık’ın “İzmit Halkevi binası kaldırılsın” tartışmasını gündeme getirmesini önemsiyorum.
AK Parti’de yeni il başkanı kim olacak gibi bir gündemin peşine takılmak yerine, İzmit’in sorunlarına dikkat çekmesi son derece yerinde oldu.
31 Mart sonuçları ve etkileri üzerine çok fazla şey söylendi, yazıldı, çizildi. Artık gerçek gündeme dönmek, şehrin ihtiyaçları üzerine konuşmak gerekir.
Özellikle İzmit’te yapılacak çok şey var. Sadece Halkevi Binasına ne olacağı değil, önceki gün KOCAELİ OKUR olarak gündeme getirdiğimiz yeni eğitim kampüsü bölgesinde öğrencilerin can güvenliğini tehlikeye atan servis araçlarının park yeri, trafik denetimleri, yaya kaldırımları, üst geçit gibi genel bir planlamaya ihtiyaç var.
Yine KOCAELİ OKUR olarak gündeme getirdiğimiz Arpalık İhsaniye Köyünde İzgaz’a adeta peşkeş çekilen hazine arazisinin sorumlularını konuşmak, doğayı mahvedenler hakkında ne yapılacağını belirlemek gerekiyor.
Hep yıkalım diyoruz ya; hasarlı diye yıkılan Baç Çınarlı Camii yerine yenisini hala yapmadık.
Cedit mahallesi bir Ramazan ayında daha prefabrike geçici binada namaz kılıyor, bu cami ne zaman yapılacak, bu konuda da icraata geçmek gerekiyor.
İzmit Halkevi Binası çözüm bekleyen bu sorunların belki de başında geliyor.
Işık, bölgenin rahatlaması, trafiğin açılması, yer altı otoparkları yapılması için İzmit Halkevi Binasının yıkılıp, başka yere taşınmasını önermiş.
Sayın Işık’ın da işaret ettiği gibi İzmit Halkevi Binası çevresinde gerçekten de trafik sorunu vardır. Şehrin kilitlendiği noktalardan biridir. Mutlaka bu bölgede birşeyler yapılması, bu şekilde bırakılmaması gerekir.
Ancak yıkılması gereken bina Halkevi Binası değildir.
Amaç gerçekten Halkevi bölgesini rahatlatmak, trafiği açmak ve yayalar için geniş bölgeler oluşturmaksa, benim farklı bir önerim var.
Bulunduğu yere estetik görünümüyle değer katan İzmit Halkevi Binası olduğu gibi kalsın. Hatta en kısa sürede boyası, bakımı, onarımı yapılsın.
Yıkılacaksa yanındaki benzinlik yıkılsın. Hatta bu da yetmez, benziliğin yanından başlayıp Uğur Mumcu Parkı’na kadar İzmit’in sahiliyle buluşmasına engel olan sivri, eğri büğrü, şekilsiz koca koca binaların hepsi yıkılsın.
Bu da yetmez, yolun bu tarafında tarihi binaların arasına sokulmuş, her biri kaçak yapı gibi duran, daracık alan üzerine kule gibi yükselen o berbat, rezil binalar da yıkılsın.
Bakın o zaman İzmit nasıl nefes alacak. Şehrin merkezi gerçek bir cazibe merkezi haline gelecek. Kendi kimliğini bulacak.
Aslında sözünü ettiğim binaların hepsi depremde hasar gördü. Her an İstanbul Kartal’daki gibi bu binalar üzerimize yıkılabilir. Bir gece hepimiz altında kalabiliriz. Sokun bu bölgeyi kentsel dönüşüme, kaldırın şu acayip, ucube binaları ortadan.
Buna kim karşı çıkabilir ki?
İnanın anlamakta zorlanıyorum. Ortada hem can riski, hem de şehrin estetiğini bozan bu yapılar dururken, orada bakımsızlık ve ilgisizliğe rağmen hala en sağlam ve düzgün yapı olan İzmit Halkevi Binasını yıkmak insanın ilk aklına gelen iş olmamalıdır.
Hereke Kalesi’ni yeniden ortaya çıkaracak kadar tarihe düşkün olan Sn.Fikri Işık’ın Cumhuriyet dönemi eseri Halkevi binasını da koruyacağına inanıyorum.