Şunun şurasında birkaç gün kaldı. 
Pazar günü sandık başına gidip, oyumuzu kullanacağız. 
Elbette hepimiz şimdiden tahminler yapıyoruz. Kendimizce kimin önde olduğunu bulmaya çalışıyoruz. 
Etrafımızda konuşulanlardan anlamlar çıkarmaya çalışıyor, geçmiş deneyimlerimize başvuruyoruz.
Geçen seçimlere göre bu dönem tahmin yapmanın daha zor olduğunu söyleyebilirim.
Veriler çok kısıtlı. Eskiden her yerden anket sonuçları çıkardı. İçlerinde doğru, tarafsız, düzgün olanları vardı.
Bu sonuçlar üzerine açık oturumlar yapılır, tartışmalar yaşanırdı.
Şimdi anket sonuçları da güven vermiyor.

Algı operasyonlarının parçası olmuş durumdalar. Tabi, insanlar eskisi kadar açık da değiller. 
Türkiye’de sessiz çoğunluk olarak ifade edilen bir kitle var.

Görünen o ki, bu kitle zamanla daha da büyüdü.
Bugün sokaktaki insana, “Seçimde hangi partiye oy vereceksin?” diye sorduğunuzda net yanıt almakta zorlanıyorsunuz. 
İnsanlar fikrini, görüşünü açıklamaktan giderek çekinir hale geldi.
“A” partiliyim dediğinizde yandaş, “B” partiliyim dediğinizde vatan haini ilan ediliyorsunuz. 
Toplumun kara kutusu olan bu kitlenin ne düşündüğü 31 Mart akşamı sandıklar açılıp, oylar sayılmaya başlandığında belli olacak.
Ama işimizden dolayı olsa gerek, çevremde çok fazla tahminimi soranlar var.

Onları insanlar kapalı kutu, kimseyi çözemiyorum yanıtı vermek de kesmiyor.

Mutlaka bir yanıt, yorum bekliyorlar.
Bu seçim dönemi İzmit başta olmak üzere, hemen her ilçeyi gezdim. Doğudan, batıya, güneyden, kuzeye hemen her bölgeyi dolaştım.
Yaklaşık bir aydır her yerde adayların afişleri asılıyor. Gittiğim yerlerde bu afişleri inceliyorum.

Seçim ofislerine, parayla tutulmuş duvarlara değil ama evlerden sarkan afişlere bakıyorum. 
Hemen her yerde aynı manzara var; AK Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Doç.Dr.Tahir Büyükakın adeta tek başına yarışıyor.
Çarşı içinde geziyorsunuz; iş merkezlerinden, yüksek apartmanlardan Büyükakın'ın dev posterleri sallanıyor. 
Köylere, arka mahallelere, ara sokaklara giriyorsunuz üzeri teneke kaplı, camı, boyası olmayan tek katlı evlerin pencerelerinde, kapısında Tahir Büyükakın var.
Bazı yerlerde aynı partinin ilçe belediye başkan adayı yok, Tahir Büyükakın var.
Elbette karşısındaki aday, Op.Dr.Serdar Kaman da özünde değerli bir insan. Ama Tahir Hoca’ya karşı farklı bir güven beslendiğini düşünüyorum.

Genç-yaşlı, zengin-fakir, hatta partili-partisiz fark etmeden Tahir Hoca’nın dürüstlüğüne, göreve geldiğinde köklü değişimler yapacağına geniş bir kesim inanıyor, güveniyor.

Benim yaptığım bir anket yok. Kimseyi telefonla arayıp, tek tek hangi partiye oy vereceksiniz diye de sormadım. Ama etrafa bakıyorum. Balkonlardan sarkan afişlere, pencerelere asılan posterlere bakıyorum. Büyükşehir’de açık ara farkla tek bir adayın bitiş çizgisine yaklaştığını görüyorum.


Dediyse yapar

Tahir Büyükakın’a duyulan bu güvenin kaynağı bu kentin insanı olması, bu şehirde doğup, bu şehre hizmet etmiş olmasıdır.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Bilecik Valisi olduğu dönemlerde ne geçmişiyle bağlarını kopardı, ne de bulunduğu makamların keyfini sürmeye, insanlara tepeden bakmaya çalıştı.

İş bitirici oldu. Büyükakın dediyse yapar kanaati bu dönemde yerleşti.

Önceki gün AK Parti’nin Alikahya mitingini takip ettim. Alikahya kendi içinde problemli, sancılı bir bölge. Yeni stat geldikten sonra bu sorunlar daha da artmış görülüyor.

Baştan belirteyim, bölgenin de çok sevilen ismi, değerli dostum AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı Hayrettin Arıcan tarafından hazırlanan program muhteşemdi. Katılım çok yüksekti.
Büyükakın, kalabalığı da görünce peş peşe önemli mesajlar verdi. Alikahya’yı çöp kokusundan kurtaracağını, yeni stada tramvay hattını götüreceğini söyledi.
Kocaelispor’un iç saha maçlarını kaçırmayan bir taraftar olarak bu iki projeye çok sevindim. 
Geçen hafta Cizre’yi 2-0 yendiğimiz maçta stadı bir çöp kokusu kapladı ki, anlatılmaz yaşanır.

Ayrıca her maç çektiğimiz trafik çilesi de var. 
Tahir Büyükakın dediyse mutlaka yapar diyenlerdenim.

Büyükakın’ın seçilmesi halinde önceliği bu işlere vermesini diliyorum.