Diyeti en sık bozduran şeylerden biri “dışarda yemek yeme” alışkanlığımızdır. Ne zaman diyete başlasak arkadaşlarımızın kutlama yapası, dışarı çıkası, restoranda yemek yiyesi gelir. Her zaman böyle olmaz mı? Biz de “amaan kırk yılın başı çıkıyorum canım, tabiiki yiyeceğim” deyip, diyeti hemen rafa kaldırırız.

Ee o zaman diyeti bozmamak için asosyalleşecek miyiz? Tabiiki hayır. Diyetin sürekliliğinin olması için, sosyal yaşantımıza adapte edebimemiz gerekir. Ancak bu şekilde yaşam tarzı haline getirebildiğimiz bir beslenme düzenimiz olur.

Bakalım dışarda yemek yediğimizde, sağlıklı beslenme alışkanlığımızı nasıl devam ettireceğiz?

* İşin püf noktası aslında şu: restorana gitmeden, nelerle karşılaşacağınızı ve menüdeki fotoğrafların ne kadar ilgi çekici, iştah açıcı olduğunu bilerek gidin. Artık pek çok restoranın menüsüne internetten kolayca erişebiliyoruz. Aslında yemeğe gitmeden, ne yiyeceğinize karar verip o şekilde yola çıkın.

* Diyelim ki o gün aniden gelişen bir öğle yemeği planlandı. Şöyle kalorisi yüksek, mükellef bir yemek yediniz. O zaman akşama daha hafif yemekler yapın. Ya da o akşam dışarda yemek yeme planınız varsa, gün boyunca metabolizmayı çok yormamaya çalışın.

* Kendinizi yavaş yemek yemeye odaklayın. “Doydum” sinyali, beynimize 20 dakikada ulaşır. Hızlı yersek bu 20 dakikaya çok yüksek kaloriler sığdırabiliriz. Ancak yavaş yediğimizde, aslında daha az besinle doyduğumuzu ve vücudumuzu da çok yormadığımızı farkedeceğiz.

* Fiziksal aktiviteyi de yemeğinizin bir parçası olarak düşünün. Bunun için ihtiyacınız olan şeyler rahat bir çift ayakkabı ve bol oksijen. Restorana yürüyerek gidip gelmek bile vücudu mutlu edecektir. Tabii yemekten sonra tempolu bir yürüyüşten ziyade, hafif bir gezinti yapmak sindirime daha yardımcı olacaktır.

* Muhtemelen yemeğinizi yarım porsiyon istemek veya arkadaşınızla paylaşmak için verilmiş birçok tavsiye okudunuz. Bunu söylemeyeceğim. Ancak bazı restoranlardaki dev porsiyonlar göz önüne alındığında, yarısı bile hala çok büyük olabilir. Dikkat edilmelidir.

* Sipariş verirken net olun. Protein grubunu olabildiğince yağsız, taze sebze ve meyvelerden zengin, daha çok tam tahıllar içeren seçimler yapın. Tabağınızda dengeyi sağlayın. Örneğin salata sipariş veriyorsanız içinde mutlaka ızgara tavuk, kurubaklagil veya deniz mahsülleri bulunan yani protein eklenmiş salataları tercih edin. Yanında alacağınız 1 bardak ayran ile doygunluğunuzu biraz daha arttırabilirsiniz. Ya da diyelim ki ızgara köfte sipariş ediyorsunuz, yanındaki pirinç pilavını bulgur pilavına, kızarmış patatesleri de salataya çevirmelerini rica edebilirsiniz.

* Yemeğe aşırı aç gitmeyin. Gitmeden önce yapacağınız ufak bir atıştırma, yemekte daha doğru seçimler yapmanızı sağlayacaktır. Ya da çok aç gittiyseniz de önce küçük bir salata veya 1 kepçe çorbayla açlığınızı bastırabilirsiniz.

* Yemeğin menüdeki ismi, nasıl hazırlandığına dair bize ipuçları verir. Yemeklerin yanında “ızgara”, “haşlanmış”, “buğulanmış” gibi sözlükler arayın. “Kızarmış”, “kremalı”, “kavrulmuş” gibi terimler, tuzaktır. Aman bu tuzaklara düşmeyin.