Yaz mevsiminin son günlerini yaşıyoruz. Sonbahar kapılarını araladı. Güneş yüzünüyavaş yavaş saklamaya başladı. Kimilerine göre aşkın, hüznün mevsimidir, sonbahar.Günler ilerledikçe havalar soğuyacak, yapraklar dökülecek. “Havalar puslu, yağmurlu ondan içimiz kararıyor” deriz, bir sürü sebep sıralarız sonbahar ve kışla ilgili. Bize sunduğu güzellikler de var oysa. Örneğin Sonbaharda yetişen ve yenilen bütün meyveler sebzeler. Yaz boyunca özlem duyduğumuz kış yiyecekleri. 

Uzmanlar havaların soğumaya başlaması ile birlikte vücudumuzun soğuğa karşı kendini korumak istediğini söyler. Özellikle C vitamini ihtiyacı bu dönemde daha da çok artarmış. Doğal ve organik meyve sebze tüketmemiz durumunda sonbahar mevsiminde vücudumuz hastalıklara karşı direnç gösterirmiş. Taze fındık, taze ceviz, mürdüm eriği, kızılcık, hünnap, böğürtlen, frambuaz zamanı şimdi.

Yakında karnabahar, pırasa, lahana, roka, ıspanak, siyah turp, kırmızı turp, beyaz turp, kereviz yiyeceğiz sofralarımızda. Televizyon karşısında mandalina, portakalımızı soyup tadını çıkaracağız kış meyvelerinin. 

Yazın sıcak, cıvıl cıvıl günlerini elbette arayacağız. Ama her mevsimin kendine has bir güzelliği, özelliği var. Sonbahar da bana göre öyle. Kış bastırmadan eylül yağmurlarındaıslanmak, düşen sarı yapraklar arasında yürümek örneğin. Her mevsimi sever, hiç bitmesin isteriz. Hiçbir şey durmuyor ki, mevsimler dursun. Mevsimler gibi ömürler de gelip geçiyor. Sonbahar da geçecek, kış da.Mühim olan her mevsime ulaşabilmek ve bize sunduklarının tadını çıkarabilmek. 

Mutlu haftalar diliyorum.