Millet olarak zor günlerden geçiyoruz. Bir yandan deprem, bir yandan ülke ülke yayılan corona virüsü ve bir yandan İdlib meselesi. Her biri, birbirinden önemli. Her biri gündemde. 

Geçen haftayı hatırlayın. Van depremiyle sarsıldık. Bizler onunla yaşamaya alışalım alışmasına ama yıkımlar devam ettikçe korkuyoruz elbet. Kayıplarımız yüreklerimizi dağlıyor. Türkiye-İran sınırında 5.9büyüklüğünde meydana gelen deprem üzücüydü. Merkez üssü İran'ın Hoy şehriydi ama Van'da da şiddetli hissedildi.. Köylerde kerpiç evler yıkıldı. 3’ü çocuk, 9 kişinin öldüğü, ağır yaralıların olduğu depremde yaşananlar, televizyondan canlı görüntüler yürekleri dağladı. Kar, kış, soğuk ortamda vatandaşların panik havası, çocukların şaşkın hali.. Öncesinde bir de Elazığ-Malatya depremi vardı. Bölge birinci derecede deprem bölgesi olduğu için halen tehlike var dedi uzmanlar ve hafta içi tekrarlandı. Bölgede daha büyük depremler üretecek fayların bulunduğu biliniyor. Uzmanlar, normalde bu şiddetteki depremin yıkıcı olmaması gerektiğini de ifade ediyor ama ülkemizde maalesef 4.8de bile yıkımlar oluyor. İnsanlar ölüyor. Sıkıntı belli. Türkiye deprem ülkesi deniyor ama hiçbir önlem alınmıyor. Galiba en doğrusu, başka bir deprem olacak mı sorularına cevap aramak yerine acaba bir deprem olursa ben nasıl korunurum diye düşünmek. Bunun önlemlerinden biri ve de en önemlisi ekonomik şartların el verdiği ölçüde depreme dayanıklı binalarda oturmak. Basit önlemlerle hazırlık yapmak. Belki en az zararla atlatmak mümkün olabilir. Anlayacağınız deprem, kendini unutturmuyor. Ama maalesef bizler önlem alamıyoruz. 

Yaşanan depremin daha yaraları sarılmamışken bu kez İdlib şehitlerimizle içimiz yandı. Bir anda 34 şehit verdik. Gündem değişti. Bu kez İdlib üst sıraya oturdu, stratejiler üretilmeye başlandı. Devamında mültecilerin sınırlardaki durumu fena karışıklık yarattı. Göç dalgası yayıldı ve hiçbir Avrupa ülkesi onlara kapısını açmadı. 

Deprem, corona virüsü ve İdlib. Neticede bunların hepsi hassas, hepsi önemli konular. Tedbirler, önlemler elbet yetkililerin sorumluluğunda. Biz izlemekle yetiniyor, alınan kararların doğru olduğuna inanmak istiyoruz.  Evet son zamanlarda yaşananların hiç biri birbirinden önemsiz değil. Hiç biri birbirini gölgede bırakmıyor, sadece an itibariyle yoğunluk kazanıyor. 

Dileğim, olası bir depremde can kaybının yaşanmaması, dileğim İdlib’de başka şehitler vermemek. Ve dileğim dalga dalga yayılan virüsün ülkemize uğramaması. Kısaca dileğim; tüm bu zor günlerin geride kalması.